Cumartesi , Aralık 21 2024

Ata-Yurdu Doğu Türkistan’da Uygur Türklerine karşı yapılan baskı, vahşet ve zulüm soykırıma dönüşmüştür

Ankara Gazi eğitim mezunları vakfı başkanı Yunus Dümen başkanlığında toplanan Vakıf yönetim kurulu bir bildiri yayınlayarak Çin’in işgal altında tuttuğu Doğu Türkistan Türklerine uyguladığı işkencelere isyan etti.

Uygur Türklerinin ağır baskı zülüm altında olduklarına dikkat çeken bildiride şunlara söylendi ‘ ..Ata-Yurdu Doğu Türkistan’da Uygur Türklerine karşı yapılan baskı, vahşet ve zulüm  soykırıma dönüşmüştür. Birer soykırım merkezleri haline gelen toplama kamplarının acilen kapatılması ve tutuklu olan soydaşlarımızın bir an önce serbest bırakılması bir insanlık meselesidir.

BİN YILLIK TÜRK YURDU İŞGAL ALTINDADIR

Bin yıllık kadim Türk yurdu, 1949’dan beri Çin Halk Cumhuriyeti’nin işgali altındadır. insan hakları göz ardı edilerek uygulanan politikalarla kendi topraklarında esaret yaşatılan Doğu Türkistan Türklüğü yok edilmeye çalışılmaktadır. 21. yy da herkesin gözü önünde yaşatılan bu insanlık dramına  ve soykırımına acilen son verilmelidir.

01 – 04 – 2017 tarihinde emperyalist Çin tarafından çıkarılan elli maddelik “Aşırılık ve terörle savaş yasası” ile kendi vatanlarında Uygur Türklerine  yetmiş yıldır yapılan vahşet, insanlık dışı işkence uygulamaları her gün artarak devam etmektedir. Soydaşlarımıza yapılan kültürel soykırım dünyanın gözü önünde çocuk ve yaşlı demeden uygulanmaktadır.

EĞİTİM MERKEZİ ADI ALTINDA TOPLAMA KAMPLARINI KURULDU

Çin hükümetleri tarafından, Siyasi ve Mesleki Eğitim Merkezleri” olarak tanımlanan aslında işkence merkezleri haline dönüşen binin üzerinde, “Toplu cezalandırma kampları” inşa edilmiştir. Uygur Türklerini sindirmek, korkutmak için yapılan bu toplama merkezleri, Nazi Almanya’sının toplama kamplarını hatırlatmaktadır. Bu soykırım kampları uluslararası evrensel hukuka da aykırıdır.

21. yy da emperyalist Çin’in,  Doğu Türkistan’da kurduğu toplama kamplarında başta aydınlar, akademisyenler, kanaat önderleri, şair ve yazarlar, sanatçılar, sporcular ve iş adamları olmak üzere bir milyondan fazla Doğu Türkistan Türkü akıbetleri meçhul biçimde zorunlu olarak tutulmaktadır. İnsanlık dışı bu durum Birleşmiş Milletler, İnsan Hakları ve Irkçılıkla Mücadele Komitelerinin açıkladığı raporlarla da belgelenmiştir.

PSİKOLOJİK VE FİZİKİ ŞİDDET UYGULANIYOR

Kamplarda çoğu yaşlı ve hasta olan bu tutuklulara psikolojik ve fiziki baskılar, zulüm ve işkenceler uygulanmaktadır. Bunların sonucunda hayatını kaybedenlerin sayısı gün geçtikçe artmakta ve ölüm nedenleri ile ilgili olarak ailelerine herhangi bilgi de verilmemektedir. Bu insanlık dışı uygulamayı ülkemizde bulunan soydaşlarımızın çaresizlik içinde, Çin büyük elçilikleri önünde “Ailem nerede” başlıklı eylemleriyle çaresizce dünya kamuoyuna duyurmaya çalışmaktadırlar.

Tutuklu Soydaşlarımız Serbest Bırakılmalıdır.

Toplama kamplarının kapatılarak, Çin zulmüne boyun eğmeyerek buralarda zorla tutulan Doğu Türkistan Türkleri bir an önce serbest bırakılmalıdır. Ulu Türkistan’ın gerçek sahipleri, Uygur Türklerinin sesi olan kanaat önderleri Çin zindanlarından çıkarılarak özgürlükleri geri verilmelidir. Dünyanın bir çok büyük devletlerinde uygulanan “Özerk Bölge Yasası’nda” yer alan hakların, Doğu Türkistan bölgesinde verilmesi uluslararası evrensel hukukun ve BM kararlarının bir hükmüdür.

Türkiye Cumhuriyeti ile Çin Halk Cumhuriyeti, iki ülkenin egemenlik ve eşitlik ilkeleri ile karşılıklı çıkarlara saygı temelinde suçluların iadesi kapsamındaki mevcut işbirliğinin geliştirilmesi ve güçlendirilmesi amacına dayanılarak 13 Mayıs 2017 tarihinde “Suçluların İadesi Anlaşması’nı imzalamışlardır.

İNSAN HAKLARI İHLALELLERİ VAR

Türkiye Cumhuriyeti’nin taraf olduğu uluslararası anlaşmalar ve Avrupa insan hakları mahkemesi, Avrupa insan hakları sözleşmesi ve BM kararları doğrultusunda iade sürecinde iade edilecek devletin ölüm cezası uygulaması halini İnsan hakları ihlali olarak değerlendirmektedir.

Halbuki;  Çin Halk Cumhuriyeti’nin terörist niteleme ve suçlamaları tamam etnik ırkçılık ve siyasi temellidir. Binlerce Uygur Türk’ü, kurşuna dizilerek idam edilmiştir.  Bu hukuk dışı idamlar halen devam etmektedir. Tüm bu uygulamalar uluslararası denetimede kapalıdır.

 83 milyon HALKIMIZA ve TBMM ÇAĞRIMIZDIR:

Çin Devleti’nin, toplama kamplarındaki karanlık faaliyetleri dünya kamuoyundan gizlenerek sistemli olarak ve insanlık dışı yöntemler uygulanarak devam etmektedir. TBMM Adalet Komisyonunda bekleyen bu anlaşma, insan haklarına, Türk devletinin tarihi duruşuna ve çıkarlarına uygun düşmemektedir.

Bu sebeple; yüce Türk Milletini temsil eden  meclisimizin ilgili komisyonunda ve genel kurulunda bu anlaşmaya “RET OYU” verilerek, tarihe not düşmek milli bir vicdandır.

83 milyon insanımızı Doğu Türkistan bölgesinde, Uygur Türklerinin insanca yaşama haklarına karşı duyarlı olmaya davet ediyoruz. ‘ dendi.

KAYNAK: GAPOLAYGAZETESİ.COM

Ayrıca Kontrol Et

Fatih Erbakan, Doğu Perinçek bağlantılı kişi ile aynı karede

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, Doğu Perinçek Ajanı Obul Tevekkül ile görüntülendi. Obul …