ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, önceki gün Bangkok’tan Asyalı müttefiklerine, İran petrol satışlarına uygulanan yaptırımların ihlaline yönelik uyarıda bulunurken, New York Times tarafından yapılan bir araştırma, Çin ve diğer Asya ülkelerinin, ABD’nin daha önce İran’ın petrol ithalatına uyguladığı yaptırımlara meydan okuyarak, İran petrol tankerleriyle sevkiyatlar aldıklarını ortaya çıkardı.
ABD yaptırımlarının sıkılaştırılması ve 2 Mayıs’ta İran petrolü satın alımına yönelik bazı ülkelere verilen muafiyetlerin sona ermesinden bu yana İran’a ait 70’ten fazla petrol tankerinin hareketliliğinin izlendiği araştırmada, İran’a ait 12 petrol tankerinin Çin ve Doğu Akdeniz’deki diğer bölgelere ulaştığı belirtilirken, analistler, sevkiyatların halka açıklandığından daha fazla olduğuna işaret etti.
ABD merkezli gazete, çalışmasını, gemi takibi ve uydu görüntüleri hizmetleri veren, denizcilik ve enerji uzmanlarının analizlerini aktaran ‘MarineTraffic’ ve ‘Refinitiv’ gibi kaynakların verilerine dayandırdı.
Gazete, ayrıca düzenli olarak Çin limanlarına yanaşan İranlı petrol tankerlerinin fotoğraflarını yayınladı. Çin limanlarında İran’a ait tankerlerin bulunduğu noktayı gösteren uydu görüntüleri ve veriler, bazen birkaç saat bazen de birkaç günlük periyotlarla tankerlerin bu noktalarda kaldıklarına işaret etti.
Küresel ham petrol sevkiyatlarını izleyen Clipper Data’nın analisti Noam Raydan, ABD yaptırımlarının İran’ın Doğu Akdeniz ve Asya’ya petrol taşımasını engelleyemediğini vurguladı.
Deniz sevyikatlarını takip eden Londra merkezli Kpler Şirketi’nde enerji ekonomisti olan Reid I’Anson’a göre İran limanlarında demirli tankerlere günlük 500 bin varil petrol yüklendi. I’Anson, Haziran ayından bu yana, üç İran tankerinin Çin’e petrol taşıdığını ve bunun da ABD yaptırımlarının ihlal edildiği anlamına geldiğini belirtti.
Enerji alanında danışmalık şirketi olan FGE’nin enerji danışmanlarından Tom Kenison, İran tankerlerinin kendi tanımlama sistemlerini kapatarak, takip edilmelerini ve izlenmelerini zorlaştırdıklarını belirtirken, bunun, kaçakçılar ve kaçak mal taşıyan gemiler arasında yaygın bir yöntem olduğunun altını çizdi. Kenison, BM yaptırımlarını ihlal ederek, Kuzey Kore’ye giden otomobiller gibi, bazı İran petrol tankerlerinin de Süveyş Kanalı’nı geçtikten sonra konumlarını bildirmeyi bıraktıklarını kaydetti. Ancak nakliye verileri, tankerlerin Doğu Akdeniz’de yüklerinin boşalttıklarına işaret ederken, analistler, bu yüklerin Suriye veya Türkiye’deki limanlarda boşaltılıyor olabileceğine dikkati çekti.
Öte yandan ABD Dışişleri Bakanı Pompeo, önceki gün yaptığı açıklamada, yaptırımların İran hükümeti yetkililerini siyasi değişiklik yapmaları, dış politikalarını değiştirmeleri ve nükleer programda daha fazla taviz vermeleri için fon kanallarını kesmeyi amaçladığını söyledi.
ABD Başkanı Donald Trump’ın Tahran’a yönelik yaptırımları yoğunlaştırma çabalarına rağmen Çin, halen İran’ın en büyük petrol ithalatçısı olmaya devam ediyor.
Analistler, New York Times’ın çalışmasındaki verilere dayanarak, İran petrol akışının böyle devam etmesi halinde, özellikle ABD’nin 2015 yılında İran ve dünya güçleri arasında imzalanan nükleer anlaşmadan çekildiğini duyurmasının ardından müttefikleri ve ortaklarıyla yaşadığı anlaşmazlıkların ortasında, Trump yönetiminin İran petrol ihracatını sıfırlamaya yönelik yaptırımlar uygularken karşılaştıkları zorlukları ortaya koyduğuna dikkati çektiler.
Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan ABD eski Başkanı Barack Obama döneminde Beyaz Saray’da görev alan, Columbia Üniversitesi öğretim üyesi Richard Nephew, “Eğer her şeye rağmen İran, petrol sevkiyatlarını devam ettirirse, bu, ABD’nin gücünün sınırlı olduğunu gösterir. Çin ve diğer ülkeler, ‘Hayır… ABD’nin kararlarına uymayacağız’ demeye hazırlanıyorlar. Bu tür bir tehdit yönlendirilemez” ifadelerini kullandı.
Trump’ın Çin’e baskı yapmak için Çin Merkez Bankası veya İran Merkez Bankası ile çalışan diğer Çin bankalarına yaptırımlar uygulaması gerekeceğinin altını çizen Nephew, ABD’nin ayrıca İran’dan petrol ithal eden Çin devletine bağlı dev enerji şirketi Sinopec’in kendisine veya Sinopec’in İran’la çalışmasına imkan veren bankalara yaptırımlar uygulayabileceğini ifade etti. Nephew, böyle bir durumun dünya ticareti için geniş kapsamlı olumsuz sonuçlar doğuracağını ve Washington ile Pekin arasındaki çekişmeyi, iki ülke arasındaki ticaret savaşını ve küresel güvenlik sorunlarıyla ilgili fikir ayrılıklarını derinleştirebileceğini vurguladı.
Şarku’l Avsat