BAE, her fırsatta islam’a ve müslümanlara düşmanlık yapan ülkeler ve liderlerle işbirliği yapıyor .Tüm uygulamaları bu yönde. Peki neden?
Son günlerde dünya basını Hindistan’ın Keşmir’deki “Özel Statüyü” kaldırmasıyla ilgili haberi konuşurken BAE’den pek de sürpriz olmayan bir çıkış geldi. Haberde şöyle deniyor:” BAE’nin Hindistan Büyükelçisi Ahmed el Benna, söz konusu kararı Hindistan’ın bir iç meselesi olarak gördüklerini belirterek, kararı desteklediklerini ifade etti. El Benna, kararın bölge halkının sosyal ve ekonomik şartlarını geliştirmesini umduklarını dile getirdi.”
BAE, coğrafi yapısı ve nüfusuna göre dış siyasetinde oldukça dinamik bir yapıya sahip. Maalesef bu dinamikliğini her defasında İslam karşıtı ülkelerin yanında yer alarak gösteriyor.
Bunun örneklerinden birkaçını yazalım:
– İhvanı tamamen bitirmek için Mısır’daki darbeye finansörlük ve istihbari lojistik sağladı.
– İhvanı terör örgütü listesine alarak ABD ve BM’de de terör örgütü olarak ilan edilmesi için öncü oldu ve istediğini aldı.
– Arap Baharını (Körfeze sıçramaması için) Suriye’de boğmak için buraya büyük paralar dökerek durdurdu. Ortadoğu’yu Suudi’yle birlikte kan gölüne çevirdi.
– Libya’da CIA yetiştirmesi General Hafter’i destekleyerek ülkeyi iç savaşa sürükledi. Hafter güçlerinden ele geçen ağır silahlarda ABD ve BAE güzergahı tespit edildi.
– BAE, Suudi Arabistan ile birlikte Yeni Sudan yönetimine 3 milyar dolarlık yardım yaptı. Sudan’daki darbeye finansörlük yaparak 35 yıllık Ömer el Beşir iktidarı yıkılmasına yardım etti. Yerine kendilerine yakın bir askeri yönetim getirildi.
– Somali’ye yardım adı altında farklı örgütlere para ve silah göndererek iç savaşı alevlendirdi.
– Yemen’e Körfez Koalisyonu adıyla müdahale edip tarihin dramatik krizine yol açtı(lar). Bir BM raporunda, “Her 11 dakika 54 saniyede 1 çocuğun savaştan ya da savaşın yan etkilerinden öldüğü” vurgulandı. 22 Milyon insanın %75’i ölüm kalım savaşı verir hale geldi.
– Özgün bir yönetim sergileyen Katar yönetimi sıkıştırılarak itaate zorlandı.
– Doğu Türkistan konusunda ÇİN yönetimini destekledi.
– Taliban’la görüşmelerde ABD’nin yanında yer aldı.
– Filistin meselesinde siyonist israil’e destek verdi. İşgalcilere Körfez diplomasisinde destek ve yardımcı oldu, oluyor.
– Türkiye’de istihbarat faaliyetleri yapıyor. En son iki ajanı yakalanıp cezaevine kondu.
Şimdi de Hindistan’ı desteklediğini açıklıyor!
Acaba şaştık mı? Hayır. Beklenen tam da buydu. Herkesin safı böyle net olunca aslında daha iyi oluyor. Kim kiminle ne yapıyor aşikar olduğunda insan “Sırtımdan vuruldum!” demez en azından.
Asıl soru: BAE, İslami hareketlerle mücadelede uzman Batılılardan ve -Muhammed Dahlan gibi- sicili bozuk danışmanlardan istifade ederek İslam’a ve Müslümanlara bunca düşmanlığı neden yapıyor? sorusudur. ( Doğru Haber )