Perşembe , Kasım 21 2024

‘Üçüncü Büyük Oyun’ ABD ile Çin arasında Wakhan Koridorunda başlıyor.

Afganistan üzerinden Rusya ve İngiltere arasında yaşanan ve tarihe “Büyük Oyun” olarak geçen rekabetten sonra, ABD ile Rusya (Sovyetler Birliği) arasında yine Afganistan üzerinden çok büyük bir hesaplaşma yaşandı. 1979’da başlayan Afganistan işgali ve ardından gelen direniş, Müslüman bir ülke üzerinden yürütülen hesaplaşma Sovyetler’in çöküşüyle sonuçlandı. Bu, “İkinciBüyük Oyun”du.

Şimdi ABD ile Çin arasında “Üçüncü Büyük Oyun” dönemi başlıyor. Ve bu hesaplaşma Afganistan üzerinden, Tacikistan üzerinden, Doğu Türkistan üzerinden yürütülecek. Daha doğrusu Türkistan’ın doğusu ABD ve Çin gibi küresel ölçekte iki büyük gücün hegemonya savaşına sahne olacak.

Peki, biz nerede duracağız?Nasıl söz ve güç üreteceğiz?

ABD-Çin rekabetinin detaylarına girmeyeceğim. Bu, başka bir yazının ya da yazıların konusu. Beni Türkistan’ın doğusunda neler yaşanacağı ilgilendiriyor. Ve biz; coğrafyanın insanları olarak, Müslüman dünya olarak, Türk dünyası olarak bu gelişmelere nasıl bakacağız?

Ne tür tepki vereceğiz? ABD safında mı duracağız, Çin önceliklerine göre mi pozisyon alacağız yoksa kendi duruşumuzu, bakışımızı, önceliklerimizi inşa edip ona göre mi hareket edeceğiz, bizi o ilgilendiriyor.

Bu savaşların hiçbiri bizim savaşımız değildi. Zaaflarımızı kullandılar..

Afrika’nın derinliklerinden Ortadoğu’nun her karesine, Afganistan işgalinden Libya’ya, Arap dünyasındaki iç çatışmalardan mezhep krizlerine, Türkiye’ye yönelik darbe ve çokuluslu saldırı girişimlerinden Suriye’nin kuzeylindeki terör koridoruna, Arap-Fars mücadelesinden şimdilerde yeni başlayan Arap dünyasını Türkiye’ye karşı kışkırtmagirişimlerine kadar, tanık olduğumuz krizlerin hiçbirisi bizim krizlerimiz değildi. Evet, bizim zaaflarımız, yanlışlarımız, öfkelerimiz, fazlasıyla sorunlarımız vardı.

Ama bu çatışmalar, işgaller, terör operasyonları, kıyımlar, aşağılamalar, coğrafyanın talan edilip mahvedilmesi bizim kavgamız değildi. Küresel ölçekte güç mücadelesinin taraftarları bizim zaaflarımız üzerinden işgaller, güvenlik stratejileri belirledi, yürüttükleri savaşları hep bizim zaaflarımızla pazarladı.

Afganistan işgaline, Irak işgaline, Suriye savaşına, Yemen savaşına, Libya işgaline, son otuz yılda aklınıza gelen her krize bakın. Hiçbiri bizim savaşımız değildi. Sadece bizim topraklarımızda, sadece bizim kanlarımızla, sadece bizi kurşun gibi kullanarak yürüttükleri savaşlardı.

Kaynak : İbrahim Karagül – Yenişafak

Ayrıca Kontrol Et

Uygur öğrenci Hong Kong Havalimanında Çin İstihbaratı Tarafından Sorgulandı ve Kaçırıldı

Güney Kore’de doktora eğitimi alan Uygur Türkü Abduveli, arkadaşını ziyaret etmek için Hong Kong’a gitti, …